Bugünkü duruşmanın sonunda, 14:00 sularında, mahkeme başkanı Dr. Dauster Bayan Dr. Büyükavcı, Bay Dr. Aydın ve Bay Solmaz’ın avukatları ve çevirmenleriyle birlikte kalması gerektiğini belirtirken, dokuz Bavyera özel polis birimi USK mensubu duruşma salonuna girdi. Önce sözkonusu üç sanık tutuklandı. Ardından mahkeme başkanı, ifade alınması talimatı verdi. Federal Başsavcı, 19.02.2018 tarihinde yürürlükten kaldırılan bu üç sanığa yönelik tutukluluk kararlarının yeniden yürürlüğe konulmasını talep etmişti. Mahkeme başkanı, ifadelerin birbiri ardına teker teker ve diğer davalıların mevcut bulunma hakkı olmaksızın alınması talimatı verdi. Bu uygulamaya maruz kalmayan diğer sanıklar ile avukatları, duruşmanın yapıldığı mekanı terk etmek zorundaydı ya da oraya girmelerine izin yoktu. Oldukça kısa süren ifadelerin ve istişarenin ardından bu üç sanık yeniden tutuklu yargılanmak üzere tutukevine götürüldü.
Mahkemenin bu tutumu nasıl gerekçelendirdiğine haftaya burada daha ayrıntılı bir biçimde değineceğiz. Savunma o zaman daha kapsamlı bir değerlendirmede bulunacak. Ancak öncesinde savunma ekipleri, artık yeniden tutuklu bulunan müvekkilleriyle istişarede bulunmak durumunda ki yeniden yürürlüğe sokulan, savunma avukatları ile müvekkilleri arasındaki iletişimin kısıtlanması ve denetimi bunu gereksiz bir biçimde epey zorlaştırmakta.
Savunma, Federal Başsavcı ve mahkeme heyetinin bu tutumuyla, sanıkların üzerindeki baskının yeniden artırılmasının hedeflendiği fikrinde. Bu tutum özellikle de Federal Başsavcı ve mahkemenin şimdiye dek sanıkları itirafçılığa, ihanete ve pişmanlık ifadelerine sevk etmeyi becerememiş olmasından kaynaklanıyor olabilir.