12 Mayıs 2020 Salı gününden itibaren tüm sanıkların yargılanmasına devam edilecek. Yani Korona salgınına rağmen, 10 sanık, 20 savunma avukatı ve 10 itimat tercümanının, mahkeme tercümanlarının, yargıçların, zabıt katiplerinin, güvenlik görevlilerinin ve federal savcılık temsilcilerinin, yani en azından 50-60 kişinin mahkeme salonunda yerini aldığı dava sürecek. Mahkeme böylece, bu tür bir yargılama sürecinin özellikle de hapiste kaldığı uzun süreler ve yol açtıkları rahatsızlıklar yüzünden özellikle risk altındaki Müslüm Elma’nın sağlığı açısından doğurduğu riskleri göz ardı ediyor. Fakat aynı zamanda, birçoğu özel risk gruplarına mensup olan tüm diğer sanıkların ve savunma avukatlarının da sağlığı tehlikeye atılıyor.

Buna karşın basın ve kamuoyunun katılımı ciddi derecede azaltılıyor. Artık duruşmalarda yalnızca 6 basın mensubu ve 7 izleyici hazır bulunabilecek.

Ancak Korona salgını nedeniyle yasalar, yargılamaya uzun bir süreliğine ara verilebilecek şekilde değiştirildi. Mahkeme bu olanaktan yararlanma ihtiyacı duymadı; zira davanın daha da uzaması, 5 yıldan uzun süredir tutuklu yargılanmanan Müslüm Elma’nın tutukluluğuna son verilmesi anlamına gelirdi. Buna karşın mahkeme, bedeli ne olursa olsun Müslüm Elma’nın tutukluluğunda ısrarcı.

Diğer eyalet yüksek mahkemeleri, benzer durumlarda, “özellikle risk altındaki gruplara mensup olduklarından” sanıkların tutuklu yargılanmasına son vererek, “sanık yurtdışına kaçarak kendisini daha büyük bir tehlikeye atacağından” ve “şu anda hareket özgürlüğüne yönelik  yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kısıtlama bulunması ve yoğun kontroller nedeniyle sınır geçmek imkansız olmasa da zorlaşmış ve takip edilmeye daha müsait hale gelmiş olduğundan” kaçma tehlikelerinin bulunmadığına karar verdiler.

Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi Devlet Güvenlik Dairesinin, bedeli ne olursa olsun Müslüm Elma’nın  tutukluğunda ısrar ederek tüm katılımcıların yaşamını ve sağlığını tehlikeye atması anlaşılmaz bir durum.